Mark ve Carrol un piramitte verdiği şekilde işletmenin en temel sorumlulukları tabanda bulunup en geniş yer kaplayan ekonomik sorumlulukla başlamaktadır. Çünkü işletmelerin var oluş nedenleri kar elde etmektir. Ancak sürekli daha fazla para kazanma arzusu zamanla çevreye ve çalışanlara zarar verici boyutlara ulaşır. Bu aşamadaki zararı önlemek için yasal zorunluluklar ikinci sırada yer almaktadır. Yasal zorunluluklar yerine getirilirken yazılı olmayan birde etik zorunluluklar vardır, çalışanlarına ve çevresindeki diğer şirketlere karşı bu etik değerleri üçüncü sıradadır. Küreselleşen dünya ve teknolojiyle bilginin çok hızlı yayıldığı zamanımızda piramidin tepesini gönüllü sorumluluk oluşturur.
1.1.1. Ekonomik Sorumluluklar
Ticari işletmelerin temeli kar etmektir. Direk sosyal yönden amaç kar etmek olmasa da işletmeye bağlı kişilerin ortak çıkarı olduğundan bu bireyler açısından çok önemlidir. KSS içinde finans konusunu değerlendirirken işletmenin kar elde etmeden diğer basamaklara atlayamayacağını bilmek gerekir. Yeterince para kazanamayan ve çalışanlarının maaşlarını ödeyemeyen şirketlerden yasal zorunluluklarına uymaları dahi beklenemez. Ekonomik olarak önceliklerini tamamladıktan sonra yasal zorunluluklarını yerine getirecek bütçeyi ayıracaktır. Aynı şekilde maddi olarak refahta olmayan şirketlerin hayatta kalma içgüdüleriyle hareket edip, etik değerleri dikkate alması da sosyal çevrelerine fayda sağlamayı düşünmesi beklenemez.
Maaşların zamanında ödenmesi, mal veya hizmet alınan şirketlere ödemelerin düzenli şekilde yapılması, müşterilere kötü ürün verilmemesi, hissedar ve ortakların yeterince para kazanmaları bu başlık altında değerlendirilebilir. Bu nedenle şirketler tüm kaynaklarını etkin, verimli ve sürekli şekilde kullanmayı benimsemelidir.
1.1.2. Yasal Sorumluklar
Yasalarla belirlenen bu sorumluklar hem şirketin çalışanlarına ve devlete karşı hem de bunların şirketlere karşı sorumluklarını belirtir. Türkiye’ de 4857 sayılı iş kanunu ile işverenlerle bir sözleşme yaparak çalışan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamlarıyla ilgili hak ve sorumlukları düzenlenmiştir. Bu kapsam kısaca aşağıdaki konulara yer verilmektedir: (4857 Sayılı İş Kanunu, 2003)
· Tanımlar ve Uygulamada Bu Kanuna Tabi Olacak İş İlişkileri
· İş Sözleşmesi; Tanımı, Tarafları, Türleri ve Feshi
· Çalışma Koşullarının Düzenlenmesi
· Ücret
· Çalışma Süreleri, Fazla Çalışma, Haftalık Tatil, Yıllık Ücretli İzin
· İş Sağlığı ve Güvenliği
· Denetim ve Teftiş
· Diğer Hususlar
Tanımlar kısmında hükümlerin kime uygulanacağı, kapsamda olmayan durumlar, işveren ve iş gören gibi tanımlar yer almaktadır. Çalışma koşullarının düzenlenmesi bölümünde; özürlü ve terör mağdurları çalıştırma yükümlülükleri, iş arama iznindeki düzenlemeler, askerlik ve doğum gibi durumlarda işinden ayrılmasında uygulanacaklar bulunur. Ücret bölümünde; ücretin ödeme şekli, zaman aşımı süresi, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesi durumu, ücret kesme cezaları, asgari ücretle ilgili hükümler vardır. İş sağlı ve güvenliği bölümünde; işveren ve işçiye düşen görev ve sorumluklar, iş yeri hekimi ve iş güvenliği ile ilgili mühendis veya teknik eleman istihdamı, ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamayacak işçilerin tanımlanması gibi konular yer alır.
Benzer şekilde 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da yasal zorunlulukları tanımlamaktadır (iş kanunu, 20.11.2014, www.iskanunu.com).
1.1.3. Etik Sorumluluklar
İşletmelerde etik sorumluluklar bulunduğu zamana ve kültüre göre farklılık göstermektedir. Etik ya da ahlaki problemler işletmelerin tarihi kadar eskidir. Daha önceki konu başlıklarında bahsedilen Hamburabi kanunlarında, kutsal kitaplarda önerileri, emirleri ve yasakları görmek mümkündür. İşletme yönetimi insan yaşamının bir parçası olduğu için bu faaliyetler ile ilkeleri ayrı düşünmek uygun olmayacaktır.
ABD’ de yapılan bir araştırmada; ahlaki olmayan davranışların ülke genelindeki yöneticilerin %60’ından fazlası faaliyetlerinde uyguladıklarını ortaya çıkmıştır. Aynı araştırmadaki diğer veriler ise; ahlaki olmayan standartla yönetimin doğru olduğuna inanan %69 oranında yönetici, %36 oranında ise küçük işletme sahipleri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yine aynı araştırma, araştırmaya katılanların yaklaşık yarısı taahhüt edilen zamanda malzemenin teslim edilmediğini, bilgi korsanlığı yaptığını, müşteri çalmaya teşebbüs edildiğini, satışlarını şişirerek gösterdiğini, sahte çek düzenlediğini, iş görüşmesi gizliliğini ihlal ettiklerini belirtmişlerdir (O. C. Ferrell ve J. Fraedrich, 1994:76).
1.2.SOSYAL SORUMLULUĞUN İŞLETMEYE FAYDA SAĞLAYACAĞI 8 KRİTER
İşletmelerin sosyal sorumluluğa bağlanmalarının temel iki nedeni içsel olarak şirket kültürünün oluşmasını sağlaması, dışsal olarak ise firmanın bilinirliğinin, güvenirliğinin ve marka değerinin artması olarak söylenebilir. İşletmeyle etkileşim içinde olan çalışanlarının, tedarikçilerinin, müşterilerinin ve devlet kurumlarının işletme için düşüncelerini olumlu etkiler.
İşletmeleri sosyal sorumluluk uygulamalarına zorlayan nedenler ise sorumluklar olarak önceki konulara verilmişti. Baskı gruplarını devlet kurumları, STK’lar ve bilinçlenen müşteriler oluşturmaktadır.
Sosyal sorumluluğun faydalarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz (Simsek ve diğerleri. 2003:394; Argüden, 2004:7; Barutçugil, 2004:222) :
1. İşletme topluma iyi bir sosyal çevre oluşturularak benimsetilebilir.
2. Kısa dönemde maliyet olarak görünen gereklilikler daha sonra sürdürülebilir kara dönüştürülebilir.
3. Toplumsal sorunlar konu edilip, çözümünde görev alınınca toplumun önemli bir parçası haline gelinebilir.
4. Çevre dostu işletmeler meydana gelir ve geleceğin devamlılığına katkıda bulunulur.
5. Yeni pazarlara girilmesinde ve müşteri sadakati konularında önemli avantajlar elde edilmiş olur.
6. Çalışanların kuruma bağlılıkları artar, işletmeleri onlar için gurur kaynağı haline gelir. Çalışan devir hızı bunun sonucunda düşer.
7. Finansman kaynaklarına ulaşmada sıkıntı çekilmez.
8. Müşteriler işletmeye değer verir, güven duyar ve bağlılık duyguları gelişir. Satışların kar oranı artar.
Bunların yanı sıra bahsi geçen avantajları koruyabilmek için; yöneticilerin örgütsel amaçlarından çok uzaklaşmaması gereklidir. Ayrıca yeni faaliyetler için yeni kişilerin istihdamı ve ilk aşamada ürünlerin maliyetlerinin artacağı bilinerek planlar yapılmalıdır.